çocuğunuzla doğru iletişim kurun
İletişim, tüm insani ilişkiler açısından çok önem taşır ama özellikle çocuklar söz konusu olduğunda, daha fazla önem kazanır. Maalesef, toplum olarak karşımızdaki insanları dinleme konusunda çok dikkatli olduğumuz söylenemez. Psikolog Serap Duygulu: “Çocuklarımızla olan ilişkilerde daha önemsemez davrandığımız da bir gerçek. Oysa çocuklarımızla sağlıklı iletişim kuramamışsak, etkili bir iletişimden de söz edemeyiz.” diyor.
Etkili iletişim:
• Sana önem veriyorum demenin her tür yoludur.
• İyi bir dinleyici olma becerisidir.
• Çocuğunuzun duygularını anlamak ve onlara saygı duymaktır.
• Komutlar vermek yerine işbirliği yapabilmektir.
• Sorulara boğmadan ve yargılamadan dinleyebilmektir.
• Olumlu her davranışı öne çıkartmak, pekiştirmektir.
• Çocuğunuzda sağlam bir güven duygusu oluşturabilmektir.
• Başarısızlıkları değil, başarıları konuşmaktır.
Bütün bunlar öncelikle, doğru ve sağlıklı bir iletişimin kapısını açacaktır. Ayrıca ebeveyn olarak söylediklerinizle yaptıklarınızın aynı olması ve tutarlılık içermesi beklenir. Psikolog Serap Duygulu; kendi içinde çelişen bir ebeveynin, çocuğunun gözünde hiçbir inandırıcılığı olmayacağını söylüyor.
Çocukla Konuşurken Dikkat
Çocuklar yapı olarak daha bebekliklerinden itibaren çevrelerindeki bireylerin sözel olmayan davranışlarını çok doğru biçimde yorumlarlar. Yani daha siz konuşmadan, onlar ne söyleyeceğinizi, ne yapacağınızı, ne istediğinizi bilirler, çünkü beden dilinizi çok erken yaşta keşfetmişlerdir. Bu nedenle konuşmalarınızda, kesinlikle içten ve tutarlı olmak zorundasınız. İnanmadığınız hiçbir şeyi çocuğunuza söylemeyin. O, neredeyse röntgeninizi çektiğinden, aslında ak derken kara demek istediğinizi bilecektir. Çocuğunuzun gözünde yalancı ve güvenilmez duruma düşmeyin.
Ayrıca çocuğunuzla konuşurken en önemli üç kuralı asla ihmal etmeyin.
• Konuşurken mutlaka göz teması kurmaya dikkat edin.
• Tensel teması, yani fiziksel olarak çocuğunuza dokunmayı unutmayın.
• Mutlaka anlattıklarını sonuna kadar dinleyin. Sadece siz konuşmayın.
Yaşı kaç olursa olsun unutmayın, karşınızdaki sadece bir çocuk. Üstelik sizin çocuğunuz. Hayatı keşfetmeye çalışan, kendi hayat deneyimlerini oluşturan çocuğunuz için her şeyin en iyisini isterken, aslında ona verebileceğiniz en iyi şey, onunla kurduğunuz sağlıklı bir iletişimdir.
İletişimde Anne Baba Farkı
Çocukla ilişkilerde genellikle baskın tarafın anne olduğu bilinir. Anne, çocuğun her şeyiyle ilgilenen ebeveyndir. Hatta bazı çatışmalarda, babayla çocuk arasındaki arabulucu konumundadır. Ailedeki taraflar bundan pek şikayet etmezler, herkes durumu kabullenmiş gözükür ama bunun çok sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değildir. Bir çocuk yetiştirirken, her iki ebeveyn de eşit olarak sorumludur. Çocukla olan her tür iletişimde de aynı şekilde anne ve baba, etkin biçimde yer almak zorundadır.
Annelerin her ne kadar başlarda direnç gösterdikleri bilinse de, genellikle çocuğun isteklerini yerine getirdikleri; yasak koyucu ve otorite uygulayıcı tarafın da baba olduğu görülür. Oysa çocuk için hem anne hem de baba çok önemlidir. Özellikle temsil ettikleri figürler açısından her birinin çocuğun gözündeki yeri ayrıdır. Bu nedenle çocuğun, anne ve babayla ayrı ayrı sağlıklı bir iletişim kurması, hayati önem taşır.
İletişimde Sen Dili-Ben Dili
İletişimde kullanılan dil ve takınılan tavır çok önemlidir, ancak en önemlisi, konuşma sırasında belirlenmiş üsluptur. Genellikle çocuklarımızla sürekli; talimat vererek, hedef göstererek, suçlayarak, yargılayarak konuşuruz. Oysa bu tip konuşmalar, karşılıklı iletişim kurmaktan çok tek taraflı bir konuşmadan başka bir şey değildir.
Sürekli konuşan çocuğunuza: “Sus artık, kes sesini…” diyerek bağırırsanız, iletişim kurmak gibi bir amaç taşımıyorsunuz demektir. Unutmayın, emir içeren ya da talimat taşıyan sözlü mesajlarınız etkili olmaz, çünkü duygu, saygı içermez ve sonuç getirmezler. “Bu kadar çok ses olduğunda dikkatimi toplamam zor oluyor.” şeklinde kurulmuş bir cümle, hem hedef göstermediği için hem de suçlamadığı ve yargılamadığı için daha etkilidir.
Gelişim Dönemlerine Göre İletişim
Çocuğunuz, yaşı ve düzeyi ne olursa olsun onu anladığınızı, dinlediğinizi ve ona önem verdiğinizi bilmek ister. Üstelik bunu yaparken, ne ölçüde gerçekçi davrandığınızı da çok iyi ayrıt edebilir. Bu nedenle öncelikle olumlu ve içten bir tutum belirlemeniz gerekir.
Eğer çocuğunuz özellikle ergenlik döneminde ise, zaman zaman öfke nöbetleri yaşanacağını bilmelisiniz. Aynı şey 2 yaş dönemindeki çocuklar için de geçerlidir. Küçük çocuklar, birkaç dakika içinde öfkelerini unutabilirler, ancak büyük çocuklar unutmayarak, durumu bir intikam alma amacı haline getirebilirler. Çocuğunuzla çatışabilirsiniz bu normaldir, ancak çatışmalardan uzlaşmayla çıkmaya çalışmanız gerekir. Tek kural koyucu olma konusunda geri adım atmamanız ve katı bir tavır izlemeniz, her zaman lehinize sonuçlar getirmeyebilir.
Otoriter Yaklaşım
Otoriteyi eğer kontrolsüz kullanılıyorsanız ve otorite sizin için değişmez bir güç anlamına geliyorsa, orada tehlike sinyalleri var demektir. Genel tanım olarak baktığımızda da otorite demek; üstünlük kurmak, kural koyucu ve uygulayıcı olmak anlamını taşır. Otoriter yaklaşım, maalesef istenilen sonuçları vermez size. Aksine, çocuğunuzu korkutarak sindirmekten başka, fazla bir getirisi yoktur.
Çocukla kurulmak istenen iletişimde otorite, genellikle ürkütücü bir anlam içerdiğinden aileler, baskı amacı olarak, otorite ve cezayı kullanırlar. Ebeveyn, dediğini yaptırmak istediğinde, korkutarak güç kullanmak için bu yola başvurur. Bu şekilde kurulmuş bir etkileşime, iletişim demek mümkün değildir. Durum tek taraflı bir etkileşimden öteye gidemez.
Öneriler
• İyi bir dinleyici olmak en önemli kuraldır. İlgili bir dinleyici olun.
• Konuşmaya çalışan çocuğunuzun sözünü kesmeyin. Müdahale etmeyin!
• Çocuğunuzun duygularıyla alay etmeyin. Sizinle paylaştıklarını, olur olmaz her yerde anlatmayın.
• Uzun nasihatler vermeyin. Dinlemeyecektir ya da dinlese de unutacaktır.
• İstekleriniz konusunda emir cümleleri kurmadan konuşun. Örneğin; “Odanı topla.” yerine “Odanı toplu görürsem çok mutlu olurum.” demeniz daha etkili olacaktır.
• Çocuğunuzun sorduğu sorulara açık ve tutarlı yanıtlar verin. Geçiştirmeyin!
• Herhangi bir konuda onun adına düşünüp, kararlar almayın. Kendi kararlarını almasına izin verin. Bunun için de, çocuğunuzla aranızdaki iletişim kanallarının açık olması şarttır.
• Konuşurken ona güvendiğinizi hissettirdikten sonra, bu duyguya uygun davranın.
Çocuklar, eğer doğru yöntemler belirlenmişse, iletişime son derece açık davranırlar. Konuşmaya heveslidirler. Bütün mesele, onların heveslerini kırmadan, teşvik ederek konuşabilmektir. Çocuklarla konuşulurken kullanılacak dil de çok önemlidir. Çocuğunuzla iletişim kurmanız, aslında onu tanımak için en büyük fırsata sahip olduğunuzu gösterir. Kendi düşüncelerinizi eklemeden çocuğunuzu dinleyebiliyorsanız, zaten iyi bir iletişim kurmuşsunuz demektir. Önce etkili dinlemek, anlamak, sonra doğru yorumlamak, sağlıklı iletişimin vazgeçilmez faktörleridir.