En son konular | » Kader - İllaki Kader (2008)Ptsi Mayıs 04, 2009 8:05 am tarafından kucuk » Emrah - Yelpaze Albümü (2008)Cuma Mart 13, 2009 6:51 pm tarafından kucuk » Teoman & Yüksek Sadakat [2008]Perş. Şub. 26, 2009 9:07 am tarafından talat » cumhuriyetimzn 84.yılı içn 84 e kadr sayıyırzCuma Eyl. 05, 2008 6:31 pm tarafından harbikiz » A_dan_Z_ye Türkiyemiz Çok Güzel Tavsiye Edebilirim :)Cuma Eyl. 05, 2008 9:39 am tarafından harbikiz » Güzel Yurdum Çocuk Şarkısı Çok Güzel Tavsiye Edilir :)Cuma Eyl. 05, 2008 9:39 am tarafından harbikiz » Türkiyenin 4 yanında Çocuk Şarkısı Çok Güzel Tavsiye Edilir :)Cuma Eyl. 05, 2008 9:38 am tarafından harbikiz » Çocuklarda davranış sorunu: Yalan söylemePerş. Eyl. 04, 2008 6:58 pm tarafından harbikiz » Terör çocuğunuzu etkilemesinPerş. Eyl. 04, 2008 6:57 pm tarafından harbikiz » Sağlıklı iletişimin en temel kavramı; empatiPerş. Eyl. 04, 2008 6:55 pm tarafından harbikiz |
|
| çocuk hastalıkları | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
harbikiz
Mesaj Sayısı : 586 Yaş : 34 Nerden : Mersin Lakap : harbikiz Kayıt tarihi : 21/07/08
| Konu: çocuk hastalıkları Perş. Eyl. 04, 2008 2:48 pm | |
| ishal İshal; normal katılıktaki dışkının sulu veya yumuşak; sümüklü, kanlı veya yağlı bir şekil alıp, sık sık tuvalete çıkmak ihtiyacını doğurmasıdır. Bazen de ağrı yapar. İshal ve kabızlığın birbiri ardınca sık sık görülmesi kesinlikle ihmal edilmemesi gereken bir durumdur. İshale halk arasında amel ve sürgün; tıp dilinde ise diare denir. İshalin nedenleri arasında; yiyeceklerin bozuk olması, veya yiyecek çeşitlerinin değişikliği, üşütme, isteri, bağırsak hastalıkları, kolera, dizanteri, tifo, nefrit, kalp, karaciğer veya akciğer hastalıkları sayılabilir. Bu nedenle kısa sürede geçmeyen ishallerde mutlaka doktora başvurmak gerekir. Neden ne olursa olsun tedavinin ilk şartı sıkı bir perhizdir. Hastaya açık çay, maden suyu içirilir, yoğurt yedirilir. Sütlü ve yağlı yiyecekler verilmez, peynir yedirilmez. Bol limonlu pirinç çorbası ve patates püresi yedirilir. Her saat başı bir elmayı yemesi tavsiye edilir.
Kulak ağrısının sebepleri çok çeşitlidir. Dış kulak borusunda ortaya çıkan sivilceler çocuğu çok rahatsız eder. Kulak ağrısının sivilcelerden kaynaklandığını anlamak için kulağın ön bölgesine parmakla bastırınız. Bastırma sırasında çocuk acı ile bağırırsa; sivilceden şüphe edilir. Ağır geçen ateşli hastalıklar, orta kulak iltihaplarına yol açarak kulak ağrısına sebep olurlar. Ayrıca işitme borusunda ve kulak zarında içi sıvı dolu kabarcıklar da oluşabilir.
Nasıl Tanımalı * Süt çocuklarında kulak ağrısını teşhis etmek oldukça zordur. Konuşamadığından neresinin ağrıdığını söyleyemez. * Bebek acı ile bağırıp ağlarken başını iki yana sallıyor ise mutlaka kulak ağrısından şüphe etmek gerekir. * Hangi kulağın ağrıdığını anlamak için, çocuk sustuğunda, kulağın ön bölümüne parmağınızla bastırınız. * Çocuk tekrar acı ile bağırmaya başlarsa o kulakta ağrı var demektir. * Diğer kulağı da aynı şekilde kontrol ediniz. * Kontrolden emin olmak için bir elinizin parmağı ile kulak önüne bastırırken; diğer elinizle kulak kepçesini iki yana çekiniz.
Ne Yapmalı * Bebek çok acı çekiyor ve devamlı ağlıyor ise; kulak borusuna birkaç damla "kulak damlası" damlatınız. *Eğer aynı maksatla kullandığınız bir damla yok ise rastgele ilaç vermeyiniz. * Doktora gidinceye kadar bebeği rahat ettirmek için ağrı kesici bir fitil tatbik edebilirsiniz. * Bu da yok ise, papatya veya ıhlamur suyu da iyi gelebilir. * Yine aynı maksatla ıhlamur suyuna bal karıştırarak verebilirsiniz. * Bunların dışında sağdan soldan duyduğunuz tavsiyelere itibar etmeyiniz.
DIKKAT: Eğer ağrının sebebi kulak iltihabı ise; ciddiye alınmadığı taktirde sağırlığa kadar varan kötü sonuçlar doğabilir. En tehlikelisi, orta kulak iltihabıdır. Yastığında göreceğiniz kulak akıntısı bunun en belli işaretidir. Daha evvel bahsettiğimiz gibi; kulak iltihabı ekseriya ateşli bir hastalık komplikasyonu (yan etkisi) olarak ortaya çıkar. Tedavi, asıl hastalık mikrobunu tesirsiz kılmaya yöneliktir. Asıl hastalık tedavi edildiği zaman kulak iltihabı da kendiliğinden iyileşecektir.
Kaynak:Aile Sağlık Ans.
KUSMA Kusma midedelerinin şiddetle dışarı atılmasıdır. 6 aylıktan küçük bebekler yediklerinin birazını, özellikle gazla birlikte çıkartabilirler. Bu kusma sayılmaz, normaldir. Bu gibi basit kusmaların yanı sıra; bağırsak tıkanması, zehirlenme, bağırsak enfeksiyonları, orta kulak iltihapları, menenjit gibi önemli hastalıkların da bir belirtisi olabilir.
İlk 4 ay içerisinde daha fazla olarak gaz yutulmasına bağlı kusmalar, tartı kaybına neden olmayan basit kusmalar olabilir. Bunun yanında doğumdan sonraki haftalarda, bilhassa 2-3. haftalarda başalayan fışkırır tarzdaki kusmalar, mideden bağırsağa geçişteki darlıktan kaynaklanabilir.
Siz nasıl yardımcı olabilirsiniz?
* Çocuğunuzu kucağınıza alıp başını kabın üzerinde tutarak kusmasına yardımcı olun.
* Çocuğunuza bol bol sıvı içirin, ama sakın süt vermeyin. İshalli çocuklara hazırlanan tuz-şeker eriğinden her saat başı içirin. Sık sık ve azar azar sıvı verin.
* Nane tozu, limon-şeker-su karışımı içebilirsiniz.
* Çocuğunuz 6 saattir sürekli kusuyorsa ve halsiz görünüyorsa, yeşilimsi sarı renkli kusmuk çıkarıyosa, su kaybı belirtileri gösteriyorsa, buna ishal ve 39 derece ateş de eşlik ediyorsa hemen doktorunuza başvurun.
Kulak ağrısının sebepleri çok çeşitlidir. Dış kulak borusunda ortaya çıkan sivilceler çocuğu çok rahatsız eder. Kulak ağrısının sivilcelerden kaynaklandığını anlamak için kulağın ön bölgesine parmakla bastırınız. Bastırma sırasında çocuk acı ile bağırırsa; sivilceden şüphe edilir. Ağır geçen ateşli hastalıklar, orta kulak iltihaplarına yol açarak kulak ağrısına sebep olurlar. Ayrıca işitme borusunda ve kulak zarında içi sıvı dolu kabarcıklar da oluşabilir.
Nasıl Tanımalı * Süt çocuklarında kulak ağrısını teşhis etmek oldukça zordur. Konuşamadığından neresinin ağrıdığını söyleyemez. * Bebek acı ile bağırıp ağlarken başını iki yana sallıyor ise mutlaka kulak ağrısından şüphe etmek gerekir. * Hangi kulağın ağrıdığını anlamak için, çocuk sustuğunda, kulağın ön bölümüne parmağınızla bastırınız. * Çocuk tekrar acı ile bağırmaya başlarsa o kulakta ağrı var demektir. * Diğer kulağı da aynı şekilde kontrol ediniz. * Kontrolden emin olmak için bir elinizin parmağı ile kulak önüne bastırırken; diğer elinizle kulak kepçesini iki yana çekiniz.
Ne Yapmalı * Bebek çok acı çekiyor ve devamlı ağlıyor ise; kulak borusuna birkaç damla "kulak damlası" damlatınız. *Eğer aynı maksatla kullandığınız bir damla yok ise rastgele ilaç vermeyiniz. * Doktora gidinceye kadar bebeği rahat ettirmek için ağrı kesici bir fitil tatbik edebilirsiniz. * Bu da yok ise, papatya veya ıhlamur suyu da iyi gelebilir. * Yine aynı maksatla ıhlamur suyuna bal karıştırarak verebilirsiniz. * Bunların dışında sağdan soldan duyduğunuz tavsiyelere itibar etmeyiniz.
DIKKAT: Eğer ağrının sebebi kulak iltihabı ise; ciddiye alınmadığı taktirde sağırlığa kadar varan kötü sonuçlar doğabilir. En tehlikelisi, orta kulak iltihabıdır. Yastığında göreceğiniz kulak akıntısı bunun en belli işaretidir. Daha evvel bahsettiğimiz gibi; kulak iltihabı ekseriya ateşli bir hastalık komplikasyonu (yan etkisi) olarak ortaya çıkar. Tedavi, asıl hastalık mikrobunu tesirsiz kılmaya yöneliktir. Asıl hastalık tedavi edildiği zaman kulak iltihabı da kendiliğinden iyileşecektir.
Kaynak:Aile Sağlık Ans.
.
En son harbikiz tarafından Perş. Eyl. 04, 2008 2:50 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | harbikiz
Mesaj Sayısı : 586 Yaş : 34 Nerden : Mersin Lakap : harbikiz Kayıt tarihi : 21/07/08
| Konu: Geri: çocuk hastalıkları Perş. Eyl. 04, 2008 2:49 pm | |
| Kulak ağrısının sebepleri çok çeşitlidir. Dış kulak borusunda ortaya çıkan sivilceler çocuğu çok rahatsız eder. Kulak ağrısının sivilcelerden kaynaklandığını anlamak için kulağın ön bölgesine parmakla bastırınız. Bastırma sırasında çocuk acı ile bağırırsa; sivilceden şüphe edilir. Ağır geçen ateşli hastalıklar, orta kulak iltihaplarına yol açarak kulak ağrısına sebep olurlar. Ayrıca işitme borusunda ve kulak zarında içi sıvı dolu kabarcıklar da oluşabilir.
Nasıl Tanımalı * Süt çocuklarında kulak ağrısını teşhis etmek oldukça zordur. Konuşamadığından neresinin ağrıdığını söyleyemez. * Bebek acı ile bağırıp ağlarken başını iki yana sallıyor ise mutlaka kulak ağrısından şüphe etmek gerekir. * Hangi kulağın ağrıdığını anlamak için, çocuk sustuğunda, kulağın ön bölümüne parmağınızla bastırınız. * Çocuk tekrar acı ile bağırmaya başlarsa o kulakta ağrı var demektir. * Diğer kulağı da aynı şekilde kontrol ediniz. * Kontrolden emin olmak için bir elinizin parmağı ile kulak önüne bastırırken; diğer elinizle kulak kepçesini iki yana çekiniz.
Ne Yapmalı * Bebek çok acı çekiyor ve devamlı ağlıyor ise; kulak borusuna birkaç damla "kulak damlası" damlatınız. *Eğer aynı maksatla kullandığınız bir damla yok ise rastgele ilaç vermeyiniz. * Doktora gidinceye kadar bebeği rahat ettirmek için ağrı kesici bir fitil tatbik edebilirsiniz. * Bu da yok ise, papatya veya ıhlamur suyu da iyi gelebilir. * Yine aynı maksatla ıhlamur suyuna bal karıştırarak verebilirsiniz. * Bunların dışında sağdan soldan duyduğunuz tavsiyelere itibar etmeyiniz.
DIKKAT: Eğer ağrının sebebi kulak iltihabı ise; ciddiye alınmadığı taktirde sağırlığa kadar varan kötü sonuçlar doğabilir. En tehlikelisi, orta kulak iltihabıdır. Yastığında göreceğiniz kulak akıntısı bunun en belli işaretidir. Daha evvel bahsettiğimiz gibi; kulak iltihabı ekseriya ateşli bir hastalık komplikasyonu (yan etkisi) olarak ortaya çıkar. Tedavi, asıl hastalık mikrobunu tesirsiz kılmaya yöneliktir. Asıl hastalık tedavi edildiği zaman kulak iltihabı da kendiliğinden iyileşecektir.
Kaynak:Aile Sağlık Ans.
Pişik nedir? Pişik genellikle altbezinin bebeğinizin tenine temas ettiği noktada hafif kabartılı bir kızarıklık biçiminde ortaya çıkar. Kötüleştiği zaman kızartılı küçük şişlikler, içi su dolu kabarcıklar ve buna benzer biçimde bebeğe acı veren deri değişiklikleri görülebilir. Eğer pişik infekte olursa bu deri döküntüleri parlak kırmızı bir renk alabilir ve genişleyebilir. Küçük kırmızı döküntüler bezin temas alanının dışına çıkarak yayılabilir.
Pişiğin nedeni nedir? Pişiğin nedeni genel olarak derinin tahriş olmasıdır. Bu tahrişin nedeni altbezinin küçük gelmesi, çok sıkı bağlanmış olması ya da gerekli sıklıkta değiştirilmemesidir. Eğer kumaş altbezi kullanıyorsanız bu bezleri temizlemek için kullandığınız sabunve temizleyiciler de tahrişe neden olabilir. Aynı zamanda kullanıp atılan tipte hazır altbezlerinin bazıları veya bebeğinizin altını temizlemek için kullandığınız hazır "ıslak bez"ler de tahrişe neden olabilir. Altbezinin üzerine bebeğe giydirilen sentetik esaslı giyecekler altbezinin temas ettiği alanda ısı ve nemin yükselmesine neden olur. Tahriş olmuş derinin ısı ve neminin yükselmesi ise bazı mikropların üremesi için ideal ortamı yaratır. Bu durumda pişik "infekte" olur. Eğer pişik infekte olmuşsa bu genellikle bir mantar infeksiyonudur ve buna neden olan da genellikle Candida adıyla bilinen bir mnatardır. Böyle bir durumda aynı zamanda deriyi etkileyen başka mikroplar da (bakteriler) olabilir. Infeksiyon pişiğin tedavisini çok güç bir hale getirebilir.
Pişik nasıl önlenir? Nasıl tedavi edilir? Pişiği önlemenin ve tedavi etmenin temel kuralı altbezinin kapladığı alanın temiz, kuru ve serin tutulmasıdır. Bu amaçla bebeğin altbezi sıklıkla değiştirilmeli ve olabildiğince altı açık tutulmaya özen gösterilmelidir. Böylece bebeğin teni hava aldıkça kuruyacaktır. Uyku sırasında bebeğin altını kumaş bezle bağlamak geçerli bir yöntemdir. Bu durumda bebeğin altı uykuya daldıktan hemen sonra kontrol edilmeli ve ıslaksa hemen değiştirilmelidir. Bu kontrolün bebeğin uykuya dalmasından hemen sonra yapılmasının nedeni bebeklerin idrarlarını genellikle bu arada yapmalarıdır. Bebeğinizde pişik oluşumunu önlemek veya ortaya çıkmış bir pişiği tedavi etmek için aşağıdaki yöntemleri deneyin. Eğer sonuç alamazsanız doktorunuzla konuşun. Doktorunuz size kısa bir süre için kortizonlu bir preparat önerebilir. Ancak borik asit, kamfor, fenol, metil salisilate veya benzoin tinktür içeren herhangi bir bileşiği doktorunuz özel olarak önermediği sürece kullanmamalısınız, bu bebeğinizin cildine zarar verebilir.
Bebeğin pişiği infekte olmuşsa ne yapılmalı? Şayet bebeğinizin pişiği infekte olmuşsa aşağıdaki ipuçlarının herhangi bir yararı olmayacaktır. Bu durumda doktorunuz infeksiyonun tedavisi için başka bir tedavi önerecektir.
Pudralamak yararlı mıdır? Talk pudrası ve mısır nişastası önerilmez; talk pudrası bebeğinizin ciğerlerine zarar verebilir, eğer bir mantar infeksiyonu varsa mısır nişastası bunu kötüleştirebilir.
Pişiği önlemeye ve tedavi etmeye yönelik ipuçları Bebeğinizin altbezini saat başı kontrol edin ve ıslandığı zaman hemen değiştirin. Altbezi değişiminde bebeğinizin altını dikkatle temizlemelisiniz. Bu temizliği yaparken ılık, çok hafif sabunlu veya duru su kullanabilirsiniz. Bebeğinize yeni altbezi bağlamadan önce altının iyice kuruduğundan emin olmalısınız. Bebeğinizin cildini nemden korumak için çinko oksit içeren kremler, A ve De vitamini içeren kremler veya vazelin kullanabilirsiniz. Altbezinin üzerine sentetik malzemeden yapılmış giysiler giydirmeyin Eğer pişik devam ediyorsa kullandığınız altbezinin tipini, alt temizliğinde kullandığınız "ıslak" mendilleri veya sabunu değiştirmelisiniz. Eğer kumaş altbezi kullanıyorsanız bu bezleri yıkadıktan sonra kimyasal maddelerden ve mikroplardan arındırmak için en az 15 dakika süreyle kaynatmalısınız.
Eğer: Pişik bebek henüz 6 haftalık iken ortaya çıkarsa, Içi su dolu kabarcıklar ve küçük yaralar oluşmuşsa, Bebeğinizin ateşi varsa, Bebeğiniz kilo kaybediyor veya her zamanki kadar yemiyorsa, Içi su veya cerahat dolu büyükçe kabartılar meydana çıkmaya başlamışsa, Kırmızı döküntüler kollara yüze veya saçlı deriye doğru yayılıyorsa Yukarıdaki tedavi önerilerini bir haftadır uyguladığınız halde durumda herhangi bir düzelme görülmüyorsa hemen doktorunuza başvurun. | |
| | | harbikiz
Mesaj Sayısı : 586 Yaş : 34 Nerden : Mersin Lakap : harbikiz Kayıt tarihi : 21/07/08
| Konu: Geri: çocuk hastalıkları Perş. Eyl. 04, 2008 2:51 pm | |
| yüksek ateş, çocuklarda ateş, havale nöbeti..
-------------------------------------------------------------------------------- Ateşin hızla yükselmesi bilinç kaybına sebep olabilir. Bu durumlarda çocuğunuzu yere yatırın ve yanında kalın. Hemen doktor çağırın. Ailenizde ateşli havaleye yönelik bir eğilim varsa çocuğunuz hastalandığında ateşlenmemesi için elinizden geleni yapın. Bebeklerin hastalıklarını anlamak çok kolay değil. Derdini anlatamadıkları için sadece ağlarlar. Genelde huzursuz ve çok ağlayan bir bebekte de ağlama da ipucu olarak değerlendirilmeyebilir. Eğer bebeğin yeme, içme ve uyuma alışkanlıklarında dikkat çekici bir değişme varsa, o çocuğun hasta olduğu düşünülür.
Her hastalık ateş yükselmesine neden olmazsa da, bebeklerde ve küçük çocuklarda infeksiyon hastalıkları daha sık rastlandığı için, hastalıkların büyük bir kısmında ateş yükselmesi olacaktır. Bu nedenle bebeğin ateşini ölçmek sağlığı hakkında bilgi verecektir. Cildin terli ve bebeğin hareketli olması nedeniyle, koltuk altı yerine makattan ateş ölçmek daha doğrudur.Eğer bebeğin makattan ölçülen ateşi 38 dereceden fazla ise, o bebekte yüksek ateş olduğunu kanıtlar. Ancak çoğu zaman ateşin yüksekliğinden çok bebeğin genel durumu daha da önemlidir. Ateşi normale yakın ama halsiz, devamlı uyuyan, mama yemek ya eda emmek istemeyen bir bebek, 39 derece ateşi olmasına rağmen, canlı hareketli, beslenmesini sürdüren bir bebeğe oranla daha hastadır. Eğer iki aylıktan küçük bir bebeğin ateşi 38 dereceyi aşarsa doktora götürmek gerekir. İki aylıktan büyük bebek için doktora götürme sınırı 39 derece ateştir. Ancak daha düşük rakamlarda da olsa ateş üç günden daha fazla sürüyorsa, doktora götürmek gerekecektir.
Ateş yükselmesi vücudun savunma mekanizmalarından biridir. Vücutta virüs ya da bakteri cinsi bir hasatlık etkeni olduğunu ve vücudun buna karşı tepki gösterdiğini kanıtlar. Ateş yükselmesi halinde hastalık etkenleri faaliyetlerini sürdüremez ya da ölürler. Bu nedenle ateş yükselmesi hastanın yararına bir durumdur. Ancak, yüksek ateşin devam etmesi, vücudun hastalığı yenemediğini gösterir. Hastalığın devam etmesi organlarda kalıcı bir bozukluk yaratabileceği için, müdahale edilmelidir. Doktor yapacağı muayeneden sonra hastalığı teşhis edecek ve gerekli önlemleri alacaktır.
Gerekli tedaviye başlamadan ateşi düşürmek yararlı bir davranış değildir. Ateşin savunma sistemi için yararlı olduğunu belirttim ancak bunun tek istisnası, yüksek ateşle gelen havale nöbetidir.Beyin hücrelerinin normal dışı bir aktivite göstermesi sonucu ortaya çıkan, vücuttaki istemsiz kasılmalara, tıp dilinde konvülsiyon, halk arasında da havale adı verilmektedir. Tipik bir havale nöbetinde, bebek şuurunu kaybeder, kol ve bacakları kasılır. Birkaç saniye sonra da bütün belirtiler kaybolur. Havale nöbetleri genellikle 6 aylık ile 5 yaş arasındaki çocuklarda olur. çoğu zaman yüksek ateş ile beraberdir. Ancak ateşin yüksekliği ile havale geçirme arasında her zaman bir ilinti yoktur. Yani bazılarında çok yüksek ateşte havale olmazken, bazı bebeklerde daha düşük ateşlerde bile havaleye rastlanabilir. Çocukların %4-5´inde hayatlarında en az bir kez havaleye rastlanırken, bunların yarısında bir kereden sonra havale görülmez. Eskiden, havale geçiren çocukların mutlaka beyin hasarı kalacağı düşünülürken, bunun doğru olmadığı artık anlaşıldı. Önemli olan havalenin kendisi değil, havaleye neden olan hastalıktır. Bu iyi tedavi edilmediği takdirde hasar kalabilir.
Havale nöbeti anne ve babalar için korkutucu olabilir. Ancak bilmeniz gereken en önemli şey, havalenin birkaç dakika sonra kendiliğinden geçeceğidir. Eğer bebeğin ateşi yüksekse, düşürmek için, giysilerini çıkartmak, başına ve göğsüne ıslak bez koymak, tüm vücudu serin su ile ıslatılmış bezlerle silmek yararlıdır. Havale geçiren bebekte, kolonya gibi alkollü maddeler kesinlikle kullanılmaz. Ayrıca ateş düşürmek için su dolu küvete sokmak da tehlikeli olabilir. Kusmaya başlarsa, yüzükoyun ya da yan yatırarak kusmuğun nefes borusunu tıkamasını önleyin. Nefes alması güçleşirse, alt çenesini hareket ettirmeye çalışarak nefes almasına yardımcı olun. Çoğu insan, havale geçiren kişinin dilini ısıracağını ya da yutacağını ve nefes yolunun kapanacağını düşünür. Dil ısırma olursa da çok önemli değildir. Bunu önlemek için ağzına elinizi ya da başka cisimleri sokmak tehlikeli olabilir. Eğer nefesi durursa, yapay solunuma başlamayın, kısa bir süre sonra kendiliğinden soluk alıp vermeye başlayacaktır. Havale nöbeti geçtikten sonra bebeğin devamlı doktoru varsa, ona haber verin. Bebeği muayene etmek isteyecektir. Eğer bu doktora ulaşamıyorsanız, bir hastanenin acil kısmına götürün. | |
| | | harbikiz
Mesaj Sayısı : 586 Yaş : 34 Nerden : Mersin Lakap : harbikiz Kayıt tarihi : 21/07/08
| Konu: Geri: çocuk hastalıkları Perş. Eyl. 04, 2008 2:52 pm | |
| Kabızlık Çocuklarda kabızlık, gaita sıklığından çok gaitanın sertliği veya yapmadaki zorlukla tanımlanır. Çünkü gaita sıklığı çocuktan çocuğa ve bebeklik, çocukluk döneminin belli zamanlarında farklı olabilmektedir. Bebekler, özellikle anne sütüyle beslenenler, her gün çok sayıda bez kirletirler. Bebek büyüdükçe sayı azalacak, 2 yaşında ortalama günde 2, 4 yaşında ortalama günde 1 kaka yapacaktır. Eğer, alışılmış sıklıkta kaka yapmıyor ve kakası sert, kuruysa, yaparken zorlanıp canı yanıyorsa kabız olduğundan söz edebiliriz.
Kabızlığın Nedenleri : Beslenme : Anne sütünden ek gıdalara geçiş veya yeni bir mamaya başlama kabızlığa sebep olabilir. Daha büyük çocuklar ise, genellikle tercih ettikleri gıdalar lifden fakir, barsakta posa bırakmayan gıdalar olduğu ve yeterince su içmedikleri için kabız olurlar. Ayrıca inek sütü ve süt ürünleri bazı çocuklara kabızlığa neden olmaktadır.
Erken Tuvalet Eğitimi : Çocuk henüz hazır olmadığı bir dönemde tuvalet eğitimine zorlanırsa, protesto edip kakasını tutmaya başlayabilir.
Tuvalet İhtiyacını Erteleme : Eğer çocuğunuz, oyunu veya seyrettiği çizgi filmi bırakıp tuvalete gitmiyor, ihtiyacını erteliyorsa, bu durum kabızlığa sebep olacaktır.
Hastalıklar : Bazı barsak hastalıkları, tiroid bezinin az çalışması ( hipotiroidi), gıda allerjileri kabızlığa yol açabilir.
İlaçlar : Kullandığı bazı ilaçlar kabızlığa neden olabilir.
Kabızlığa Yaklaşım : Kabız olan çocuk, gaita yaparken çok zorlanıp canı yandığı için bundan kaçınmaya başlar. Böylece de, gaita giderek sertleşir, bir sonraki seferde canı daha çok yanar. Hatta bazen makatta çatlaklar oluşup kanamaya neden olabilir. Böylece, bir kısır döngü başlar. Çocuğu rahatlatmak için bu kısır döngüyü kırmak gereklidir. İlk adım olarak beslenme düzenini değiştirmek uygundur. Bol sebze, meyve, posalı gıdalar yedirmek, beyaz un mamülleri, muz, pilav, patates, süt ürünlerini azaltmak, bol su içmesini sağlamak yararlı olacaktır. Tuvalet ihtiyacını ertelemeden, hergün belli bir saatte ( özellikle kahvaltı, yemek sonrası) tuvalete oturmasını sağlamak alışkanlık kazanmasını sağlayacaktır. Bu önlemlerle sonuç alınamıyorsa, doktorunuz bazı ilaçlar da önerebilir. | |
| | | harbikiz
Mesaj Sayısı : 586 Yaş : 34 Nerden : Mersin Lakap : harbikiz Kayıt tarihi : 21/07/08
| Konu: Geri: çocuk hastalıkları Perş. Eyl. 04, 2008 6:24 pm | |
| Suçiçeği
Suçiçeği ya da varisella, herhangi bir yaşta ortaya çıkabilirse de daha çok çocuklarda görülen bir bulaşıcı hastalıktır. Bu hastalığın tipik özellikleri ateşle seyretmesi ve deride ortaya çıkan kabartılardır. Suçiçeği adının da bu kabartıların birkaç saat içinde içi saydam sıvıyla dolu kesecikler haline gelmesiyle ilişkili olduğu söylenmektedir.
Başlıca Nedenleri
Bu hastalık özellikle on yaşın altındaki çocukları etkileyen salgınlar şeklinde ortaya çıkar. Varisella zoster virüsünden kaynaklanır ve olağanüstü bir bulaşıcılığa sahiptir. Her ne kadar bu hastalığı geçirmekle yaşam boyu bağışıklık kazanılırsa da, virüs uyku halinde bekleyip daha sonra yetişkinlik çağında kendini herpes zoster yani zona olarak gösterebilir.
Suçiçeğinin Çocukluk Çağındaki Belirtileri Nelerdir?
Enfeksiyondan sonra 14 ila 21 günlük bir kuluçka devresi vardır. Daha sonra çocuk ateşlenir ya da hafif bir titreme görülür veya kusma ile sırt ve bacaklarda ağrı gibi şikayetlerle kendini daha hasta hissedebilir. Hemen hemen aynı zamanda, sırt ve göğüste, bazen de alın çevresinde. Daha nadiren kol ve bacaklarda çok sayıda kırmızı ve kaşıntılı kabartı oluşur. Bu kabartılar birkaç saat içinde saydam bir sıvıyla dolu kesecikler haline gelir. Bu keseciklerin görülmesi birkaç gün devam eder ve ikinci günden itibaren içerikleri irine dönüşüp, bir iki gün içinde patlayabilir ya da kuruyup büzüşerek tepelerinde kahverengimsi kabuklar oluşur. Bu küçük kabuklar bir haftaya varmadan pullanarak dökülür ve iyileşme tamamlanır.
Hastanın Çevresindekilerden Tecrit Edilmesi Gerekli midir?
Hasta çocuk, döküntünün görülmesinden itibaren bir hafta süreyle ya da kesecikler kuruyuncaya değin, bu hastalığı geçirmemiş çocuklardan tecrit edilmelidir. Ancak, kabukların dökülmesini beklemeye gerek yoktur.
Hangi Yaşlarda Görülebilir? Belirgin Olarak Görüldüğü Dönemler Var mıdır?
Çoğunlukla; çocukluk çağında görülür. Kış ve ilkbaharın ilk ayları suçiçeğinin yaygın olarak görüldüğü aylardır.
Yetişkinler Daha Büyük Risk Altında mıdır?
Yetişkinler ve ergenlik çağındakiler çocuklara kıyasla daha ağır hastalık riski altındadırlar. Ağrı, ateşin süresi, kırıklık, kaşıntı gibi belirtiler daha şiddetli olur, döküntü daha geniş alana yayılır ve daha uzun sürede iyileşir ve hastalığın seyri daha uzun olur. Ayrıca, suçiçeği olan yetişkinler ve gençler için şiddetli komplikasyon riski daha yüksektir. | |
| | | | çocuk hastalıkları | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |