İnsanların sıkıntılarının ve geri kalmışlıklarının gerçek nedenini; hoşgörü ve yaratıcılığı
reddeden hurafelerin etkisinden kurtulup, akıl ve bilimin gücünden yararlanma
refleksini gösterememiş olmalarında gören ******; ülkede şeyhlik ve dervişlik
iddiasında bulunup halkın bilincini sömürenlere asla izin vermemiştir. Tanrı ile kul
arasına girerek inançların sömürüsünü yapmaktan başka mesleği olmayan asalakların
uygar dünyada yeri olmamalı. Aşağıdaki olay ******'ün bu konudaki yaklaşımını
yansıtması açısından güzel bir örnektir.
****** Kastamonuda yaptığı bir konuşmada hurafelere ait birçok örnekler verdikten
sonra türbelerden ve yalancı evliyalardan bahsederek
- " Ölülerden yardım istemek uygar bir topluluk için utanç vericidir, dedi ve şöyle devam etti.
- Mevcut tarikatların amacı kendilerine bağlı olan kimseleri dünyada ve manevi hayatta
saadete ulaştırmaktan başka ne olabilir?.. Bugün ilmin ve fennin bütün kapsamı ile
uygarlığın parlak ışıkları karşısında filan şeyhin öğretisinde maddi ve manevi saadet
arayacak kadar ilkel insanların uygar Türk topluluğunda bulunduğunu asla kabul
etmiyorum, (şiddetli alkışlar).
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,
müritler ve mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat, uygarlık yoludur
(sürekli alkışlar) Uygarlığın emir ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için yeterlidir.
Tarikat şeyhleri bu dediğim gerçeği bütün açıklığı ile anlayacak, kendiliklerinden
derhal tekkelerini kapatacak ve müritlerin artık olgunluğa kavuştuklarını elbette kabul
edeceklerdir."