Seni seviyorum…
Seni seviyorum derdin bana. Sanki azınla değil de yüreğinle söylerdin. Öyle bir söylerdin ki gözlerin diline eşlik ederdi…Seni seviyorum derdin yüreğin titrerdi. Elinle, kolunla tüm vücudunla söylerdin. Hücrelerin bile haykırırdı sanki. Seni seviyorum…
Hadi ordan be kızım kandırma kendi!
Benim aşkımdı seni yücelten. Sen seviyorum derdin yalnızca aslında benim içim titrerdi, içimi titretirdin. Sen yalnızca seviyorum derdin benim kalbim çırpınırdı delicesine. Benim yüreğim erirdi azından çıkacak sözle. Gözlerine bakarken kalbim dururdu, ruhum derinliklerinde kaybolurdu…
Aslında sen değilde ben kendimden geçerdim seni seviyorum derken. Yukardakilerin hepside benim yaşadıklarımdı zaten. Ben hayal aleminde onları sana ayy noldu ne diyorum ben etmiştim şuursuzca. Hep beklediğim, hep özlediğim aşktı aslında onlar…
Sen hep bitaneydin ya bende, hep tek hep yegane. Hani hep en mükemmeldin. Hani kusursuzdun ya bende, vazgeçemediğimdin hani. Sanmaki senin sayende. Sanmaki aslında öyle olduğundan. Senin büyüklüğün benim aşkımdan. Senin vazgeçilmeyişin benim sevgimden…
Öyle sevmişim ki seni yeni biri olmuşsun bende. Sen, sen olmaktan çıkmışsın. Mecnun olmuşsun, hemde hiç hak etmediğin halde!
Senden sonra farkına varıyorum tüm bunların. Tozpembe bulutların arasından tozlu, dumanlı gri bir yeryüzüne düşmüşüm ardından. Sen çıktığında hayatımdan rüyadan uyanmışım, gerçeklerin farkına varmışım. Şimdi tebessümle bakıyorum arkandan ve hep şu sözcükler dökülüyor azımdan…
Neden girdin hayatıma lanet olası? Neden? Defalarca bunu bana bi kere daha yapma dememe rağmen neden hep geri döndün? Şimdi sana son kez veda etmenin ağırlığı var üstümde aylar geçti hala atamadım. Ama bitti her şey! Sen bende mahşere kadarda değil ebediyen öldün…
Artık kendini fazla önemseme seni sen yapan bendim…
Her şeye rağmen ne yazıkki ben seni hala seviyorum…
Unutamadığım yeşil gözlerine…