www.dogru.turkforumpro.net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

www.dogru.turkforumpro.net

Paylaşımın adresi
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
En iyi yollayıcılar
harbikiz
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_lcap[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_voting_bar[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_rcap 
Fırat
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_lcap[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_voting_bar[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_rcap 
gamzeligüzel
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_lcap[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_voting_bar[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_rcap 
hazal_331
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_lcap[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_voting_bar[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_rcap 
fahriye92
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_lcap[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_voting_bar[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_rcap 
bushra
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_lcap[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_voting_bar[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_rcap 
SHETANE
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_lcap[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_voting_bar[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_rcap 
demet-00
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_lcap[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_voting_bar[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_rcap 
onkolik
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_lcap[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_voting_bar[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_rcap 
DeLi_RüZg@R
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_lcap[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_voting_bar[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] I_vote_rcap 
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Kader - İllaki Kader (2008)
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Icon_minitimePtsi Mayıs 04, 2009 8:05 am tarafından kucuk

» Emrah - Yelpaze Albümü (2008)
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Icon_minitimeCuma Mart 13, 2009 6:51 pm tarafından kucuk

» Teoman & Yüksek Sadakat [2008]
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Icon_minitimePerş. Şub. 26, 2009 9:07 am tarafından talat

» cumhuriyetimzn 84.yılı içn 84 e kadr sayıyırz
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Icon_minitimeCuma Eyl. 05, 2008 6:31 pm tarafından harbikiz

» A_dan_Z_ye Türkiyemiz Çok Güzel Tavsiye Edebilirim :)
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Icon_minitimeCuma Eyl. 05, 2008 9:39 am tarafından harbikiz

» Güzel Yurdum Çocuk Şarkısı Çok Güzel Tavsiye Edilir :)
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Icon_minitimeCuma Eyl. 05, 2008 9:39 am tarafından harbikiz

» Türkiyenin 4 yanında Çocuk Şarkısı Çok Güzel Tavsiye Edilir :)
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Icon_minitimeCuma Eyl. 05, 2008 9:38 am tarafından harbikiz

» Çocuklarda davranış sorunu: Yalan söyleme
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Icon_minitimePerş. Eyl. 04, 2008 6:58 pm tarafından harbikiz

» Terör çocuğunuzu etkilemesin
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Icon_minitimePerş. Eyl. 04, 2008 6:57 pm tarafından harbikiz

» Sağlıklı iletişimin en temel kavramı; empati
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Icon_minitimePerş. Eyl. 04, 2008 6:55 pm tarafından harbikiz


 

 [[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]]

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
harbikiz

harbikiz


Kadın
Mesaj Sayısı : 586
Yaş : 34
Nerden : Mersin
Lakap : harbikiz
Kayıt tarihi : 21/07/08

[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Empty
MesajKonu: [[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]]   [[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Icon_minitimeSalı Tem. 22, 2008 5:05 pm

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı | İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı Genel Özellikleri | Geçiş Dönemi Eserleri | Halk Edebiyatı | Tasavvuf Edebiyatı |

Divan Edebiyatı | 13. ve 14. yy Genel Özellikleri ve Sanatçıları | 15. Yüzyıl Genel Özellikleri ve Sanatçıları | 16. Yüzyıl Genel Özellikleri ve Sanatçıları |

17. Yüzyıl Genel Özellikleri ve Sanatçıları |18.Yüzyıl Genel Özellikleri ve Sanatçıları |19.Yüzyıl Genel Özellikleri ve Sanatçıları |Divan Edebiyatında Düzyazı

“Tasavvuf” dünya hayatının aşırılılıklarından uzak durarak Allah’a gönülden bağlanma,Allah’ın varlığına insanın kendi varlığından vazgeçmesi, benliğini (nefsini) yok edip gönlünü ilahi aşkla doldurması esasına dayanan, İslami bir düşünce akımıdır. Türkistanlı Hoca Ahmet Yesevi Türk tasavvufunun kurucularındandır. Anadolu’da tasavvufun, onun öğrencileri tarafından yayıldığı kabul edilir. Tasavvufçular (mutasavvıflar, sofiler) düşüncelerini halka yaymak için edebiyatı, özellikle şiiri araç kabul ederler. Bunun sonucu olarak Anadolu’da 13. yy’dan itibaren güçlü bir tasavvuf (tekke) edebiyatı olmuştur.

NOT
Anlattıklarımızın ve soruların daha iyi yorumla-nabilmesi için şu terimlerin bilinmesi yararlı ola-caktır:



VAHDET-İ VÜCUT: (Varlığın birliği) Evrende sadece Allah’ın varlığı söz konusudur. Diğer varlık zannettiğimiz, bu “mutlak varlığın”, Allah’ın bir parçası ve görüntüsüdürler.

Tekke: Tasavvuf ehli kişilerin, tarikat mensuplarının barındıkları, eğitim gördükleri yer, kuruluş.

PİR: Tarikat kurucusu.

ŞEYH:1) Tarikat kurucusu. 2) Tarikatta en yüksek dereceye ermiş kişi. 3) Tarikat kollarından birinin başında bulunan kimse.

TARİKAT: Allah’a varma yolunda benzer biçimde düşünenlerin oluşturduğu topluluk.

DERVİŞ: Bir tarikata girmiş, onun kurallarına uygun yaşayan kimse.

ABDAL: Gezgin derviş.

HALİFE: Tarikat kurucusunun ya da şeyhin kendisine vekil tayin ettiği, yetki verdiği kişi.

Genel Özellikler

a) Gerek dini-tasavvufi görüşler, gerek bunların işlenişi yönünden Arap-İran tasavvuf edebi-yatlarının etkisi söz konusudur. Ancak etki-lenme, Divan Edebiyatı’ndaki boyutlarla değildir.

b) Tasavvufa ait kavramları anlatan terimler dolayısıyla yabancı sözcük ve tamlamalar Aşık Tarzı Edebiyattan daha fazladır.

c) Eserlerin çoğu yazılı olarak oluşturulmuş ya da sonradan yazıya geçirilmiş.

d) Manzum eserler düzyazıdan daha çoktur.

e) Ağılıklı olarak hece ölçüsü kullanılmıştır. Aruzu kullananlar da çoktur.

f) Dörtlüklerle kurulan, koşma biçim özel-likleri taşıyan şiirler çoğunluktadır. Beyit birimiyle gazel, kaside, mesnevi biçimli şiirler de yazmıştır. Divan tarzı tevhit, münacaat, naat türü şiirlere rastlanır.

g) Tekkelerde ve halkın karşısında şiirlerin okunuşu sırasında ya da ayinlerde müzik eşliği oldukça yaygındır.

NOT

Bu özelliklerin dışında kalan; eserlerini aruz ölçüsüyle ve Divan Edebiyatı diliyle, hatta tamamıyla Arapça-Farsça yazan tasavvufçular da vardır. Örneğin Mevlana Anadolu’da yetişen ilk ve en büyük Türk mutasavvıf olduğu halde eserlerini Farsça yazmıştır. Şeyh Galip, Divan tarzında eser verdiği için Tekke Edebiyatı çerçevesinde düşünülmez, Divan Edebiyatı mensubu sayılır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dogru.yetkinforum.com
harbikiz

harbikiz


Kadın
Mesaj Sayısı : 586
Yaş : 34
Nerden : Mersin
Lakap : harbikiz
Kayıt tarihi : 21/07/08

[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Empty
MesajKonu: [[[Tasavvufi(Tekke)Edebiyatı Döneminde Yaşamış Bazı Şairler]]]   [[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]] Icon_minitimeSalı Tem. 22, 2008 5:10 pm

AHMED YESEVİ(1093-1156)



Osmanlı topraklarında doğmasa da,Osmanlı döneminde yaşamasa da Ahmed Yesevi’nin Osmanlı imparatorluğu üzerinde önemli etkileri olmuştur.Etkileri günümüze kadar ulaşan Ahmed Yesevi, 11yy. nin ikinci yarısında bugünkü Kazakistan’ın Çimkent şehrinin doğusundaki Sayram kasabasında doğmuştur. Babasının ölümünden sonra, ablası ile birlikte Sayram yakınlarındaki Yesi’ye yerleşen Yesevi, burada “Arslan Baba” adlı bir Türk şeyhinden ilk eğitimini almaya başlamıştır. Eğitiminin ilk aşamasını tamamladıktan sonra dönemin en önemli merkezi olan ve değişik bölgelerden binlerce öğrencinin akınına uğrayan Buhara’ya giden Yesevi,burada dönemin önde gelen din bilginlerinden olan Şeyh Yusuf Hemedani’ye bağlanmıştır. Hemedani’den aldığı bir işaretle buradaki irşad makamını Şeyh Abdülhalik Gücdûvani’ye bırakarak Yesi’ye dönen Yesevi,büyük bir etki alanına ulaşacak olan Yeseviye Ocağı’nı kurmuştur. Yesevi,öğretisini hocası Arslan Baba’dan aldığı “ehl-i beyt” sevgisi ve bu doğrultudaki tasavvuf anlayışı üzerşne kurmuştur.Bir Türk sufi tarafından kurulan bu ilk büyük “Türk tarikatı”,önce Maveraünnehir,Taşkent ve çevresi ile batı Türkistan’da etkili olmuştur.. Yesevi öğretisinin bu denli etkili olmasının temel nedenlerinden biri; Ahmed Yesevi’nin düşüncelerini anlatmak için,o dönemde gelenek olduğu üzere Arapça veya Farsça’yı değil,Türkçe’yi seçmesidir.Hece vezniyle yazdığı şiirlerle öğretisinin hızla yayılmasını ve kuşaktan kuşağa kalayca aktarılmasını bu yolla sağlayan Yesevi’nin “Hikmet” olarak adlandırılan ve yüzyıllarca sözlü olarak yaşatılan şiirleri 15.yy de yazıya geçirilerek “Divan-ı Hikmet” adı altında toplanmış ve kutsal bir kitap olarak elden ele dolaşmıştır.Ahmed Yesevi, öğretisini “Dört Kapı” olarak bilinen şu ilkeler üzerine kurmuştur: Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat’tir.



YUNUS EMRE(1249-1322)

Yaşamına ilişkin bilgiler sınırlıdır.Doğum yeri bilinmemektedir.13.yy nin ortalarına doğru Moğol İstilası ve Selçuklu Devleti’nin yıkıldığı dönemde yaşadığı sanılıyor.Bu dönemin sarsıntı ve acıları Yunus’un eserlerinde derin izler bıraktı.Medrese eğitimi gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. İran ve Yunan mitolojisiyle,tasavvuf tarihini inceledi.Hacı Bektaş yada Sinan Ata’nın halifesi Taptuk Emre’nin dergahında hizmet etti.Taptuk Emre’nin düşüncelerini yaymak için Anadolu’yu dolaştı.Eskişehir Sarıköy, Manisa Buna ve Emreköy, Erzurum Dutçu Köyü,Isparta Keçiborlu ve Karaman’da adına yapılmış mezarlar vardır.Ama nerede öldüğü ve gömüldüğü belli değildir.Tasavvuf yorumunu benimseyen Yunus’un keskin bir gözlem gücü, derin bir hoşgörü anlayışı vardır.Şiirlerini hece ölçüsü ile yazdı, ama aruz denemelerine de yer verdi.Dili arı bir Türkçe değil,yer yer Arapça ve Farsça tamlamalar kullandı.Sağlığında düzenlediği divanı bulunamadı,günümüzdeki divanları derlemedir. Eserleri:Divan,Risalet-ün Nushiyye.



AH NİDEYİM ÖMRÜM SENİ

Yok yere geçirdim günü

Ah nideyim ömrüm seni

Seninle olmadım gani

Ah nideyim ömrüm seni



Geldim ve geçtimbilmedim

Ağlayıp güssa yemedim

Senden ayrılam demedim

Ah nideyim ömrüm seni





Hayrım şerim yazılacak

Ömrüm ipi üzülecek

Suret benden bozulacak

Ah nideyim ömrüm seni



Gidip geri gelmeyesin

Gelip beni bulmayasın

Bu benliğe sermayesin

Ah nideyim ömrüm seni



Hani sana güvendiğim

Guveniben yuvandığım

Kaldı külli kazandığım

Ah nideyim ömrüm seni



Miskin Yunus gideceksin

Acep sefer edeceksin

Hasret ile kalacaksın

Ah nideyim ömrüm seni



HACI BEKTAŞİ VELİ(1209-1270)

Hayatı hakkında çok sağlıklı bilgiler bulunmamaktadır.Yaşadığı yılların en ünlü din bilginlerinden Ahmed Yesevi’nin bir öğrencisinden din eğitimi alan Hacı Bektaşi Veli,hacca giderek din eğitimini tamamladı.1239-1240 yılları arasında Anadolu Selçuklu İmparatorluğu’ nu sarsan sosyal ve dini ayaklanmanın önderlerinden Baba İshak’ın müritlerinden olduğu da söylenir.Önderlik yeteneklerinden dolayı kısa bir sürede Kalenderi, Haydari,Edhemi,Semşis dervişlerini de kendisine bağlayarak Anadolu’da yeni bir dinsel örgütlenmenin temellerini attı.Aşağıdaki şiir Bektaşilerin temel düşüncelerini yansıtmaktadır:



Camiler gitme puthaneye git

Allaha vasıl Allahla kalk yat

Mermerin üstüne ne eksen bitmez

Zühtü riya ile yol Hakka gitmez

Bizim indimizde beş para etmez

Metai vâzını başkasına sat



KAYGUSUZ ABDAL

Asıl adı Gaybi’dir.Kaygusuz Abdal’ın hayatı hakkındaki bilgilerin çoğu Bektaşi menkıbelerine dayanır.Bu menkıbelerin en tanınmışı onun Abdal Musa’ya bağlanışını anlatan hikayedir.Kırk yıl tekkede Abdal Musa’ya hizmet ettikten sonra şeyhi tarafından Mısır’a gönderilen Kaygusuz,orada bir tekke kurar.Bu tekke,İslam dünyasında büyük bir ün kazanır ve hastalarla,başı dara düşenlerin sığınağı olur.Kaygusuz Mısır’da ölür.Türbesi,Kahire yakınlarında bulunan bir mağaradadır.Hece ve aruzla şiirler söyleyen Kaygusuz’un nesirle yazılmış eserleri de vardır.Aruzla yazılmış şiirleri divanında toplanmıştır.Hece ile yazdıklarına ise cönklerde ve şiir mecmualarında rastlanıyor.Nesir eserleri: Budalaname, Mağlatname,Cefriyye-i Kaygusuz ve Esrar-ı Huruf adlarını taşıyan kitapçıklardır. Cefriyye gelecekte olup bitecek olayları anlatan bir fal kitabıdır.Diğerleri tasavvufla ilgili konuları işler.





NEFES

Beylerimiz elvan gülün üstüne

Ağlar gelir şahım Abdal Musa’ya

Urm abdalları postun eğnine

Bağlar gelir şahım Abdal Musa’ya



Urum abdalları gelir dost deyü

Hırka giyer aba deyü post deyü

Hastaları gelir derman isteyü

Sağlar gelir bizim Abdal Musa’ya



Hind’den bezirganlar gelir yayınur

Aşık olan bu meydanda soyunur

Pişer lokmaları açlar doyunur

Toklar gelür pirim Abdal Musa’ya



İkrarıdır koç yiğidin yuları

Fakirleri eksem gelmez

İleri Akpınar’ın yeşil güllü suları

Çağlar gelir pirim Abdal Musa’ya



Meydanında dare durmuş köçekler

Çalınır koç kurbanlara bıçaklar

Döğülür kudüm açılır sancaklar

Erler gelir pirim Abdal Musa’ya



Kılıç sallar Yezidlerin kasdına

Ali Zülfikar’ın almış destine

Tümen tümen genç Ali’nin üstüne

Erler gelir şahım Abdal Musa’ya



Her matem ayında kanlar dökülür

Demine Hü deyü gülbank çekilir

Uyandırıp Hak çırağı yakılır

Erler gelir şahım Abdal Musa’ya



EŞREFOĞLU RUMİ

Asıl adı Abdullah olan Eşrefoğlu Rumi’nin doğum yılı bilinmiyor.Babası Ahmet Eşref’in Mısır’dan geldiği ve Mısır’da kalan bir Türk ailesinin çocuğu olduğu sanılıyor.Eşrefoğlu Rumi,İznik medreselerinde öğrenim gömüş,öğrenimini bitirdikten sonra da yine İznik’te Çelebi Mehmet medresesinde müderris adayı olmuştur.Daha sonra Ankara’ya giderek Hacı Bayram-ı Veli’nin tekkesine girip kendini tasavvufa verdi.Hacı Bayram’ın kızı ile evlendi.Bir süre sonra Hacı Bayram tarafından Hama’ya gönderildi.Orada da tasavvufla uğraştı. Yetiştikten sonra Bursa’ya gelerek bir tekke kurdu ve Eşrefiyye tarikatını yaymaya başladı. 1470’te İznik’te öldü.Yunus Emre’nin yolunda yürüyen Eşrefoğlu şiirlerinde temiz bir Türkçe kullanır.

Aşıklar iki cihanda

Nefs muradın almayalar

Ağlayalar dün ü günü

Şad oluban gülmeyeler



İlm ü kemal terk edeler

Dostla ahdi berk edeler

Yüz tutup dosta gideler

Aldanuban kalmayalar



Sekiz uçmak bezeklerin

Hur u kusur u köşklerin

Arzedler aşıklara

Her giz nazar kılmayalar



Aşıkların maşuk ile

Candan öte esrarını

Şol sır içinde sırrını

Feriştehler bilmeyeler



Aşıklar dost didarını

Kanda baksalar göreler

Musi-leyin münacata

Tur’u tayin etmeyeler



Tur ne hacet aşıklara

Çün her yerde maşuk bile

Daim münacat ideler

Bir dem ayru olmayalar



Vahdet-i sırfa erenler

Ol dost ile dost olanlar

Ol denizde gark olanlar

Ad u sana gelmeyeler



Eşrefoğlu Rumi’sin der

Aşk içinde mahvolagör

Ta ki sen de senlüğünden

Zerre ayar bulmayalar



PİR SULTAN ABDAL(?-1560)

16,yy de yaşadı.Hakkında fazla bilgi yok.Asıl adı Haydar.Yaşamının büyük bir bölümü Banaz köyünde geçti.16 yy nin ikinci yarısında Sivas çevresinde boy gösteren Alevi-Bektaşi kökenli ve İran yanlısı mezhep olaylarına karıştı.Sivas Beylerbeyi Deli Hızır paşa,Pir Sultan’ı astırdı.Pir Sultan Abdal alevi gelenekleri ve tarikat içinde yetişti.Hayati,Kul Hüseyin,Kul Himmet’ten etkilendi.Şiirlerinde duru ve yalın bir dil kullandı.Ana konuları aşk,tasavvuf ve kavgadır.Tekke ve tasavvufun kalıplarını aşıp geniş bir halk kesimine seslenebildi.Medrese öğrenimi görmediği için diğer halk şairlerinin tersine,Divan Edebiyatı’ndan hiç etkilenmedi.



NEFES

Güzel aşık cevrimizi

Çekemezsin demedim mi

Bu bir rıza lokmasıdır

Yiyemezsin demedim mi



Yemeyenler kalır naçar

Gözlerinden kanlar saçar

Bu bir demdir gelir geçer

Duyamazsın demedim mi



Pir Sultan Ali şahımız

Hakka ulaşır ahımız

Oniki imam katarımız

Duyamazsın demedim mi



AŞIK PAŞA

14.yy nin en ünlü ikinci tasavvuf şairidir.Asıl adı Ali’dir.1272 de doğan Aşık Paşa iyi bir tahsil görmüş,devrinin ilimlerini öğrenmiş Kırşehir’de yerleşmiş tekke kurmuş ve etrafında büyük kalabalık toplayarak devrinin tesirli ve meşhur şeyhi olmuştur.Türkçe’ye gönülden bağlı olan Aşık Paşa eserlerini sade bir dille yazmış ve Türkçe’nin Anadolu’da bir edebiyat dili olarak yerleşmesinde büyük hizmet görmüştür.Aşık Paşa’nın en değerli eseri “Garipnamedir”.Garipname tasavvufi,dini ve ahlaki bir eserdir.Diğer eserleri Fakrname,Vasf-ı Hikaye ve Kimya Risalesidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dogru.yetkinforum.com
 
[[[Tasavvuf(Tekke)Edebiyatı]]]
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.dogru.turkforumpro.net :: Edebiyat bölümü :: Genel-
Buraya geçin: